geriye (doğru) - Turkish English Dictionary
History

geriye (doğru)



Meanings of "geriye (doğru)" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
General
geriye (doğru) backwards adv.

Meanings of "geriye (doğru)" with other terms in English Turkish Dictionary : 221 result(s)

Turkish English
Common Usage
geriye doğru giden retrograde adj.
geriye doğru yapılan backward adj.
General
geriye doğru sayma countdown n.
geriye doğru maskeleme backmasking n.
geriye doğru olma backwardness n.
uçurtmaya geriye doğru eğim vermek için kullanılan ip bowline n.
geriye doğru işleme (hukuk) retroaction n.
geriye doğru silme erasing backspace n.
alından geriye doğru taranan saç (kümesi) quiff n.
geriye doğru kayma backsliding n.
bir bacağı göğse doğru çekip diğer bacağı uzatıp bedeni hafifçe geriye yaslayarak yapılan bir su atlayışı can opener n.
varılan sonucu doğru varsayıp kanıt için geriye dönük muhakeme etme reasoning backward n.
geriye doğru eğilen bir dansçının vücuduyla oluşturduğu kemer bridge n.
geriye doğru acele etme downrush n.
geriye doğru taranmış hacimli saç pompadour n.
yukarı doğru tırmanışta geriye kaymayı önlemesi için kayağın altına takılan fok kürkünden veya daha kaba kürkten yapılmış bant sealskin n.
nesneyi geriye doğru itme pushback n.
geriye doğru dalgalar backwash n.
geriye doğru kaymak slip back v.
geriye doğru saymak count backwards v.
geriye doğru sürmek back v.
geriye doğru döndürmek reverse v.
geriye doğru saymak count down v.
geriye doğru katlamak fold back v.
saçlarını geriye doğru taramak comb one's hair back v.
saçını geriye doğru taramak comb one's hair back v.
geriye doğru zıplamak jump back v.
darbe alıp geriye doğru savrulmak reel v.
adımlarını geriye doğru takip etmek take the back track v.
(top) geriye doğru çekmek pull v.
geriye doğru bükmek revolute v.
ağırlığı patenlerin iç kenarına verip ayakları birbirine yaklaştırıp birbirinden uzaklaştırarak geriye doğru gitmek double scull v.
geriye doğru acele etmek downrush v.
geriye doğru katlamak flype [scotland] v.
geriye doğru giden back adj.
geriye doğru giden retral adj.
geriye doğru giden regressive adj.
geriye doğru meyilli backward-curved adj.
geriye doğru retroactive adj.
geriye doğru downward adj.
geriye doğru atılmış backcast adj.
geriye doğru hindward adj.
(armacılık) kolları eşit uzunlukta, çatallı ve uçları geriye doğru kavisli (haç) moline adj.
geriye doğru retroflected adj.
geriye doğru retrospect adj.
(saç) geriye doğru taranmış ve hacimli pompadoured adj.
geriye doğru uzanan postic adj.
geriye doğru uçabilen flyback adj.
geriye doğru giden sternward adj.
geriye doğru giden sternwards adj.
geriye doğru bir biçimde backwardly adv.
geriye doğru headward adv.
geriye doğru aft adv.
geriye doğru rearward adv.
geriye doğru aback adv.
geriye doğru back adv.
geriye doğru rearwards adv.
geriye doğru giderek regressively adv.
geriye doğru arere [african] adv.
geriye doğru ayenward [obsolete] adv.
zamanda geriye doğru upwards adv.
geriye doğru retrograde adv.
geriye doğru giderek retrogradingly adv.
geriye doğru gitme amacıyla retrogradingly adv.
geriye doğru posteriorly adv.
geriye doğru sternward adv.
geriye doğru sternwards adv.
geriye doğru anlamına gelen bir ön ek wither- [uk/scotland] pref.
(belirtilen kısmı) sırta veya geriye doğru yerleşmiş olan anlamını veren bir ön ek opistho- pref.
geriye doğru in arrear expr.
Phrasals
(beysbolda top atıcı) geriye doğru koşan oyuncuya atış yapmak pick off v.
geriye doğru atmak toss back v.
beyzbolda topu vurucunun üstüne doğru atmak/atarak geriye kaçmaya zorlamak brush back v.
geriye doğru gitmek move backward v.
geriye doğru çekmek pull something back v.
geriye doğru izini sürmek trace back to v.
geriye doğru çekmek slip something back v.
geriye doğru takip etmek trace back to v.
geriye doğru eğilmek bend back v.
arabayı, aracı geriye doğru sürerek (bir yere) girmek back into (someone or something) v.
geriye doğru giderken (birine veya bir şeye) vurmak back into (someone or something) v.
geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak back over (someone or something) v.
geriye doğru süpürmek brush back v.
(aldığı darbe nedeniyle) geriye doğru sendelemek reel back (from something) v.
(bir şeyi) ileri veya geriye doğru bir şeyin/yerin içerisine ilerletmek head into (something) v.
birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye sürmek back someone or something into someone or something v.
birini/bir şeyi geriye doğru birine/bir şeye hareket ettirmek back someone or something into someone or something v.
birinin/bir şeyin geriye doğru birine/bir şeye gitmesini sağlamak back someone or something into someone or something v.
bir şeyi geriye doğru düzeltmek smooth something back v.
bir şeyi geriye doğru almak/bastırmak smooth something back v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back onto someone or something v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back on someone or something v.
geriye doğru atmak fling back v.
geriye doğru fırlatmak fling back v.
birini/bir şeyi geriye doğru atmak fling someone or something back v.
birini/bir şeyi geriye doğru fırlatmak fling someone or something back v.
bir şeyi geriye doğru katlamak fold something back v.
bir şeyi geriye doğru kıvırmak fold something back v.
geriye doğru tutturmak pin back v.
tokayla, iğneyle, raptiyeyle geriye doğru tutturmak pin back v.
geriye doğru sendelemek reel back v.
derisini geriye doğru çekmek skin back v.
geriye doğru toplamak tie back v.
geriye doğru yaslanmak tip back v.
geriye doğru yatmak tip back v.
geriye doğru yaslamak tip back v.
geriye doğru yatırmak tip back v.
Idioms
geriye/arkaya doğru eğilmek bend over backwards v.
durup geriye doğru gitmek reverse (one's) field v.
durup geriye doğru gitmek reverse field v.
Trade/Economic
geriye doğru dikey bütünleşme backward vertical integration n.
geriye doğru bağlılık backward linkage n.
geriye doğru bütünleşme backward integration n.
verginin geriye doğru yansıtılması backward shifting of a tax n.
geriye doğru geçerli retroactive adj.
Law
geriye doğru işleme retroaction n.
Politics
geriye doğru katlanan şey turnover n.
Technical
geriye doğru çekilen yay recurve bow n.
kürekli teknede geriye doğru aşırı hareketi önlemeye yarayan blok veya mandal backstop n.
bir geminin geriye doğru tornistan yapması sternway n.
geriye doğru mühendislik reversal engineering n.
geriye doğru hareket backward motion n.
geriye doğru yürüyen dalga backward wave n.
geriye doğru kanal backward channel n.
geriye doğru açılan köprü swing bridge n.
geriye doğru kurtarma backward recovery n.
geriye doğru aşınma backward erosion n.
geriye doğru sil tuşu backspace key n.
geriye doğru erozyon regressive erosion n.
geriye doğru basınç backward pressure n.
geriye doğru kabarma hacmi backwater storage n.
geriye doğru kabarma zonu backwater zone n.
geriye doğru tasarım backward design n.
geriye doğru gelişen kayma retrogressive slide n.
makara kayışının geriye doğru hareketi slip n.
geriye doğru eğmek recurve v.
geriye doğru eğilmiş recurved adj.
geriye doğru fırlayan resilient adj.
geriye doğru backward adj.
geriye doğru hareket eden retrograde adj.
geriye doğru eğilmiş recurvate adj.
geriye doğru retro- pref.
Computer
geriye doğru kanal backward channel n.
geriye doğru kurtarma backward recovery n.
geriye doğru silme erasing backspace n.
Telecom
geriye doğru kurtarma backward recovery n.
geriye doğru-uyumlu yayıncılık hizmeti backwards-compatible broadcast services n.
geriye doğru işaret backward signal n.
geriye doğru kanal backward channel n.
Textile
geriye doğru backwards adv.
Aeronautic
uçağın kanatlarının uçağın ana ekseniyle geriye doğru yaptığı açı sweepback n.
Marine
erozyonla geriye doğru çekilen kıyı retrograding coast n.
geriye doğru kırılma backward breaker n.
geminin geriye doğru gitmesi stern way n.
geriye doğru fark sistemi backward difference scheme n.
geriye doğru eğimli korkuluk recurved parapet n.
geriye doğru kürek çekmek back the oars v.
botu veya gemiyi geriye doğru hareket ettirmek için kürekleri veya pervaneleri tersine hareket ettirmek back water v.
yelkenleri geriye doğru itecek şekilde döndürmek bagpipe the mizzen v.
geriye doğru hareket etmek fall astern v.
geriye doğru sürmek fall astern v.
geriye doğru abaft adv.
yelkenleri geriye doğru itecek şekilde aback adv.
Anatomy
bazı memelilerde skapulanın akromiyonundan geriye aşağı doğru çıkıntı yapan bir uzantı metacromion n.
vücut bölümünün geriye doğru bükülmesi retroflection n.
kaburgaları aşağı ve geriye doğru çeken çizgili kas musculus serratus posterior n.
Psychology
geriye doğru maskeleme backward masking n.
geriye doğru zincirleme backchaining n.
geriye doğru şartlandırma backward conditioning n.
geriye doğru hatırlama stratejisi backward retrieval strategy n.
Logic
geriye doğru muhakeme eylemi regress n.
geriye doğru muhakeme içeren regressive adj.
geriye doğru muhakeme ile ilgili regressive adj.
Statistics
geriye doğru süreç backward process n.
geriye doğru denklemler backward equations n.
Biology
gelişmiş hücrenin ilk oluşum sürecine kadar geriye doğru izlenen gelişimsel geçmişi cell lineage n.
geriye doğru idrar yapma retromingency n.
geriye doğru idrar yapan canlı retromingency n.
geriye doğru kendi üzerine katlanmış replicate adj.
geriye doğru idrar yapan retromingent adj.
vücut yapısı nedeniyle geriye doğru idrar yapan retromingent adj.
Astronomy
gezegensel cisimlerin dünya ve gözlemlenen cisme ait farklı yörünge hızlarından kaynaklı geriye doğru hareketine ait veya bu hareket ile ilişkili retrograde adj.
Zoology
alcelaphus cinsine ait, boynuzları geriye doğru kıvrılan büyük afrika antiloplarına verilen ad hartebeest n.
geriye doğru idrar yapan hayvan retromingent n.
geriye doğru kıvrılarak iç kısmın görünmesine neden olan bir köpek kulağı şekli rose ear n.
çift kabuklu yumuşakçalarda geriye doğru uzanan sifon çifti siphon n.
Botanic
geriye doğru bükük retrofract adj.
(özellikle bitki gövdeleri) geriye doğru retrorse adj.
geriye doğru retrorse adj.
geriye doğru hafif eğik squarrulose adj.
Agriculture
her iki tarafı keskinleştirilmiş, öne itilebilen veya geriye doğru çekilebilen bahçe çapası thrust hoe n.
her iki tarafı keskinleştirilmiş, öne itilebilen veya geriye doğru çekilebilen bahçe çapası scuffle hoe n.
Fishery
geriye doğru olta atma backcast n.
(sinek balıkçılığında) oltayı fırlatmadan evvel yemi geriye doğru savurma backcast n.
Social Sciences
kişinin atalarını tespit ederek geriye doğru çıkartılan şecere ascending line n.
Linguistics
aniden geriye doğru dönen veya bükülen retroflex adj.
dil ucunun dilin alt yüzeyi damağa değene dek yukarı ve geriye doğru kıvrılması sonucu üretilen retroflex adj.
aniden geriye doğru dönen veya bükülen retroflexed adj.
dil ucunun dilin alt yüzeyi damağa değene dek yukarı ve geriye doğru kıvrılması sonucu üretilen retroflexed adj.
Sport
güreşçinin dizini veya omzunu rakibin vücudunu geriye doğru bükmek için kullandığı bir güreş pozisyonu backbreaker n.
bacak arasından kolu geriye doğru kıvırma armlock n.
(kürek) geriye doğru eğilme layback n.
(ragbi) temel görevi geriye doğru olan orta forvet oyuncusu hooker n.
(buz pateni) geriye doğru kayıldıktan sonra geri sıçrayarak yapılan atlayış lutz n.
golf sopası ucunun topu yerden yükseğe atacak şekilde tasarlanan geriye doğru eğimi loft n.
(okçuluk) atış yapmadan önce yayı geriye doğru çekme draw n.
ragbide ayakkabının topuğunu kullanarak topu geriye doğru atmak heel v.
Basketball
geriye doğru sıçrayarak şut atabilen oyuncu fadeaway jumper n.
geriye doğru çekilerek atılan şut fadeaway n.
Football
(amerikan futbolu) topun geriye doğru pası ile başlayan iki takım arasındaki karşılıklı etkileşim oyunu scrimmage n.
Baseball
topa vurmadan önce sopanın veya bacağın geriye doğru hareketi backlift n.
beyzbolda topun geriye doğru koşan adama atılması pickoff n.
bir atıcının atıştan önce kolunu geriye doğru sallayıp öndeki ayağını kaldırdığı bir hazırlık hareketi wind-up n.
Music
bir telin vurulduktan sonra çekiçle geriye doğru hareketini durduran ve anahtar serbest bırakılıncaya kadar tutan piyano hareketi check n.
geriye doğru adımlarla yapılan bir dans figürü arrière n.
ayağın yere vurularak geriye doğru atıldığı bir dans adımı pickup n.
nota nota geriye doğru tekrarlanan crab adj.
Archaic
geriye doğru eğilmek reflect v.
geriye doğru eğilmiş recurvous adj.
Ornithology
bazı kümes hayvanlarının ibiğindeki geriye doğru gelişen çıkıntı spike n.
Slang
saçların geriye doğru yapıştırıldığı saç şekli duck butt n.